MİM-2018

Biten yılı uğurlayıp, yeni yılı karşılamaya çok yaklaştığımız bu günlerde, bir çok platformda geçmiş yılın muhasebesini yapmaya başladık bile. Günler çok çabuk geride kalırken, yıllar  geride anılarımızı biriktirdiğimiz geçmiş olarak yer alıyor yaşam döngünümüzde.  Geçmiş yıla mercek tutanlardan biri de sevgili blogger arkadaşım Aleyna olmuş. Yaptığı mim yazısında beni de mimlemiş. Bu ince davranışı için teşekkür ederek başlamak istiyorum.

1- 2018 Senin için nasıl geçti?

2017 yılından ya da daha eski yıllardan çok farklı mıydı bilmiyorum. İnsan belli bir olgunluk yaşına ulaştıktan sonra yıllar birbirinine çok benzer geçiyor. En doğru tanım belki de geçmesi gerektiği gibi geçti. Yaşamın içindeki tüm unsurlar vardı, zaman geldi kötü haberler aldık, kayıplarımız oldu. Çok üzüldük, çok da sıkıldık zaman zaman. Hiç bir şey sürekli kötü olamayacağı için sıkıntılı anlar yerini bazen sevince, güzel haberlere bıraktı. Çok sevindik, çok da neşelendik zaman zaman. Aldığımız bir ölüm haberi, çok kısa bir süre sonra aldığımız doğum haberi ile hafifledi. 2017 sonunda sağlığımdaki olumsuz gelişme 2018 yılıyla düzeldi, sonrasında biraz salsam da kontrolü kaybetmedim. Dalgalı ama çok kontrolsüz bir yıl değildi. Sanırım daha küçük yaşlarda, hani duyguları biraz daha uçlarda yaşadığımız gençlik yıllarında daha dalgalı geçişler oluyor ve yıllar arasında farklılık hissediliyor. Bu yıl en çok da kendime umut etmeyi öğrettim. Yaşanan her türlü olumsuzluğa karşı umudumu yeşerttim geleceğe dair. Hep daha da kötüsü olamaz dedim, her yaşanandan sonra. 2019' a da yeni umutlarla giriyorum.

2- Bu yıl yapmak istediğin ama yapamadığın bir şey var mı?

Olmaz mı, bir çok şey vardır. Bu yıl bahanelerin arkasaına sığındığım, yetiştiremediğim dediğim bir çok eylem. En kolayı zaten bahane üretmek değil mi? Daha çok küçükken öğrenmiyor muyuz bu davranışı. Misafir geldi, ders çalışamadım misali. Aslında yapamadıklarım, doğrusu yapmadıklarım gayet de yapabileceklerimdi. Bazılarında gerçekten ön koşullar gelişmedi, bazılarında ben hazır değildim. Daha çok gezerdim, daha çok ülke , şehir. Bunun önkoşulu maddiyat, bu gerçekten istediğim düzeyde gelişmedi. Daha çok okurdum, bu benim hatam bahanesi yok. Bahane bulmak isteseydim iş hayatım yoğundu, çok yoruldum, zamanım kısıtlıydı, kendime zaman mı ayırabildim ki derdim. Aaa bir de kitap fiyatları çok yüksek var.  Daha çok sinemaya gidebilirdim. Hala Müslüm filmine gideceğim. En önemlisi de kendime daha çok zaman ayırabilirdim, verimli zaman. Müzik dinlemek, kitap okumak, yazı yazmak için, bazen de uzun uzun düşünmek için. Zamanım yok muydu, vardı elbet. Ama değerlendiremedim.

3- 2018' i bir tatlıya benzetsen neye benzer?

Kireçte yapılmış balkabağı tatlısına, dışı kabuklu biraz sert, içi yumuşacık akışkan.  Bazen çok zor görünen problem içine girince su gibi akıp çözüldü. Bazen içindeyken çok kolay bir problem hemen sonuç alırız dediklerimiz soğuyunca kabuk bağladı.  Bazen de İzmir'de bir süredir popüler olan bomba diyesim geliyor. Adı gibi tam patlamaya hazır, bir bakıyorsun dışı incecik kaplamış, olgunlaşmamış, hatta henüz hiç pişmemiş beyaz. İçinde heyecan var, patlatabilsek çoşkuyla akacak saklandığı yerden. Böyle bir yıldı işte, dışı seni yakar, içi beni yakar.

4- Bu yıl en sevindiğin olay nedir?

Bir çok sevindiğim olay oldu aslında. İkinci kez büyük amca oldum, yeğenimin kızı oldu. Eşim hala oldu. Doğacak bir bebek haberi aldık, çok sevindik. Bir yeğenim evlilik yolunda ilk adımı attı. Aslında güne dair bir çok sevindirici gelişme yaşadık, üzüntüler yaşadığımız gibi. An olarak beni en çok sevindiren an renklerine çok küçük yaşlarda gönül verdiğim, çok uzun yıllardır tribün sevdalısı olduğum İzmir' in Büyük Altay' ının lig şampiyonu olup bir üst lige çıkması oldu. İzmir Atatürk Stadı'nda yaşadığım duygu anlarını ifade etmek çok zor. Takım olarak çok zor yıllar geçirdik, bir çok olumsuzluğa direndik. Köy köy kasaba kasaba tekrar dirilişimizin önemli anlarından biriydi. Şampiyonlukta duyduğum hisleri anlattığım şampiyonluk yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.

5- Bu yıl en çok hangi filmi, diziyi, müziği, kitabı beğendin?

Bu soru kendi içinde başlı başına bir mim yazısı olur aslında. Koca bir yıl içinde bir çok beğeniniz oluyor ve zaman geçtikçe de farklılaşıyor bakış açıları. O anı geriye dönüp hissetmek çok zor aslında. Dizi olarak ben de La Casa De Papel diyebilirim sanırım. Müzikte ben biraz daha gelenekselim. Hala eski şarkıları daha çok beğeniyorum ve dinliyorum. Bunu cevabını Sezen Aksu - Begonvil olarak vermek istiyorum. Film seçimimi "Aile Arasında" olarak kullanıyorum. Kitapta biraz gecikmeli okusam da "Fahrenheit 451" diyorum.

Keyif aldığım bir mim yazısı oldu. Ben de bir kaç arkadaşımı mimlemek isterim, yaparlarsa keyifle okuruz.

- Bilinçaltı Galerisi

- Oytunla Hayat

- CAFE TİGRİS

- Yaşama Dair

- Madame Savon