MİM-Çocukluk Anısı

Sevgili Fatma Nur ' un başlattığı ve sevgili Özlem 'in beni mimlediği "Çocukluk Anısı" konulu mim için her iki blogger arkadaşıma teşekkür ederim.

Çocukken sakin ve uslu olduğumu söyler ailem. Ben bugün sayısı çok artan, ancak benim çocukluk yıllarımda sayıca az olan o talihsiz çocuklardandım. İtiraf ediyorum ben kendi evimiz itibariyle apartman çocuğuydum. Hem de öyle böyle değil, bildiğin ana caddede olan bir apartmanda büyüyen çocuk. O yüzden arka sokaklar ve babaannemin mahallesiydi benim mahallem. Oyun alanı yokluğundan  apartman girişinin ve evin camını kırdığımız çocukluk günlerimiz oldu. Evde çorapları birleştirip top yapardık üst kattaki ilk çocukluk arkadaşımla. Gerçi o en sonunda futbolcu, şimdilerde ise futbol teknik direktörü oldu. Herkes bilmez onun mesleğinin temelinin çorap olduğunu.

Bizim evimiz konum olarak üniversiteye yakındı, o yüzden siyasi yürüyüş ve sloganlara çok şahit oldum balkondan askeri darbe öncesi. Bu sloganlar benim hayata bakışımda önemli rol oynadı ne yalan söyleyeyim. Ardından darbe ve sıkıyönetim geldi, sokağa çıkma yasağıyla birlikte. Zaten apartman çocuğu olmanın esaretinin üstüne sokağa çıkma yasağı eklendi. Günlerden bir gün arka mahalleye top oynamaya giderken apartmanın içinde gördüğüm silahlı askerle birlikte yukarı geri çıkmam arasındaki süre çok kısa olmuştu. Çocuğum, harcamam gereken bir enerji var, evde koşturuyorum. Bir gün balkondan mutfağa marul almaya koşarken düşüp kırmızı renkli fırınımızın kenarına çarpmamla ilk hastane ziyaretimi yaptım,  ki ben evde doğan bir çocuğum. Dikişim o günlerden kalan izim olarak benimle yaşıyor çenemin yanında. Boğazıma düşkünlüğümün ilk zararıydı bu. 





Bizim İzmir sıcaktır ya bilenler bilir, balkonda yatma alışkanlığı o yıllarda daha çoktu. bizim halı nasıl olduysa balkondan düşmüş, ardından da biri almış sanırım. Ben küçüğüm bunu duydum, ama annem beni tembihliyor sakın babana söyleme diye. O yıllarda babalardan saklanırdı bazı konular, babalar daha otoriterdi. Şimdi nerde bizde o otorite, çocuk istiyor konu bitiyor. Aile reisliği çocuklara geçti bile denilebilir, ben zaten bu kavramları çok da sevmem laf aramızda. Aradan bir kaç gün geçti, balkonda yemek yiyoruz ailece, o yıllarda yemekler ailece yenirdi. Bir de balkon mevzuu İzmirliler için çok önemlidir. Balkon İzmir' de salondan daha çok kullanılırdı, salon misafir içindi o yıllarda. Bir gürültü oldu, karşı apartmandaki komşunun halısı balkondan düştü bir arabanın üstüne. Benim ilk tepkim " Aaa, herkesin de halısı uçuyor bu aralar" oldu. Babam başka kimin uçtu ki deyince, bizimki de uçtu ya geçen gün dedim. İlk sır saklayamama vukuatım da olmuştu artık. Babamın ne dediği çok aklımda değil, ama kızmıştı.

Çocukluğum en büyük travması ise sinektir. Ateşli olduğum bir gün , abim üzerime ölü sinek atıyor. Ben çok korkuyorum ve olayın ardından yere ayak basmayı reddediyorum. Koltuk tepesinden "Ördek geliyor" diyerek inmiyorum. Bir süre devam ediyor bu ördek korkusu ve yere basmamak. Ailem sorunu bana bisiklet alarak çözüyorlar. Bisikletin cazibesi ile unutyorum ördek olarak tanımladığım sineği. Ondan mıdır bilmem, sokağa çıktığımda kuşlar kafamı delecek diye çok korkuyormuşum, anlatırlardı bana geçmiş günlerden bahsederken. Kuş gördüm mü sarılırmışım yanımdakine. Bir de polis gördüm mü kaçarmışım, o da neyin etkisi ise artık. Sebebini az çok tahmin ediyorum da üzerinde durmak istemiyorum. Böylece ilk korkularımı da anlattım sanırım.

Bunu tabii ki bir çok ilk takip etti. İlk çocukluk aşkı, ilk okul günü, ilk okuma, ilk kitap ve daha nice ilk anılar. Sonra ilkleri yenileri takip etti. İlkler tabii ki daha özel olanlardı,  güzel anılar olarak kaldı geriye tıpkı çocukluğumun güzel yılları gibi. Hiç biri ilkler kadar masum olmadı. İlk kahveye ne zaman başladım bilmiyorum ama kahve içmeyi seviyorum. Yazı daha çok ilkler gibi oldu ama tek anıdan ziyade o anılarla geçmişi biraz anlatmak istedim, beni gülümsetti bu mim.

Herkes yapsın tabii ki ama bir kaç kişi mimleyeyim yine de yapmadılarsa, hadi SevKoz, hadi Vona, hadi Oytunla Hayat diyorum. Arzu ederseniz efendim yazarsanız biz okumaktan keyif alırız emin olun.

Yorumlar

Popüler Yayınlar