Kirletme Kirlenirsin

İzmir' de havalar iyice ısınmaya başladı.  Bu sıcak günde ağaçların altında biraz serinlemek için ailece ilçemizin "Büyük Park" ' ına gittik. Ben bu parkı çocukluğumun ilk yıllarından beri çok severim. O ilk çocukluk yıllarında biraz daha oyun parkı ilgimi çekerdi, yıllar ile birlikte ilgim ağaç altındaki banklara doğru kaydı tabii ki. 




Ağaçların gölgesinde dinlediğiniz kuş sesleri huzurunuza eşlik eder, tam karşınızda havuzun içinde su danseder ağaçların dallarının sallanmasına nazire edercesine. Eski zamanlarda, bazı yaz akşamlarında konserler olurdu havuzun ortasında. Tüm aileler çoluk çocuk otururduk havuz kenarında yere sıra sıra. O küçük konserlerde zaman olur ünlü bir sanatçıyı dinlerdik, zaman olur üniversitede okuyan gençlerin amatör denemeleri ile çoşardık.  Biz şarkılarla kendimizden geçerken namı diğer Aşık belirirdi yanımızda, beyaz takım elbisesi ve kırmızı papyonuyla. Aşık , çiğdem satardı elinde iki külahıyla. Birine çiğdemi koyar, diğerini de kabuklarını atmamız için verirdi. Öyle ya, yere atmamalıydık çöpümüzü, o park her zaman hepimizindi. İnsan yaşama alanını kirletmemeli sözünü çok küçük yaşlarda öğrenen ve yarının bireylerine öğretecek nesildik biz.




Çocukluk yıllarımın yaz akşamlarında çok sevdiğim bir etkinlik de yazlık sinemada film seyretmekti. İnsanlar o kadar rahattı ki sandalyelerini alıp gelirlerdi sinemaya. Tabii ki çiğdemleri, mısırları hatta meyveleri ile. Biz çocuklar filmin arasında gazozu en hızlı kim alacak oyunu oynardık. İkinci bölümde içeceğimiz gazozu bir kaç dakikada bitirir, koşa koşa boş şişeyi satıcıya geri verirdik. Öyle ya atamazdık sağa sola o boş şişeyi, kirletemezdik sinemamızı. 

Annem her pazar günü pazara gider, beni de yanında götürürdü. Benim için elma şekeri yemekti pazara gitmek küçükken. Bazen de horoz şekeri olurdu o elma şekeri. Biz Giritliyiz ya malum, pazar arabası yeşillikler ile dolardı. Annem özellikle toplanmış olan otlardan satınalmaya bir başka özen gösterirdi. Ülkemiz ne kadar yeşil ki bu kadar çok ot satılıyor diye düşünürdüm henüz elma şekeri derdindeki yaşlarımda. Bir de pazara giderken pazar çantalarımız ya da filelerimiz olurdu . Her satıcıdan torba toplama alışkanlıkları henüz hayatımıza girmemişti. Eve gelince fileler boşaltılır, güzelce katlanırdı bir sonraki pazar ya da bakkal ziyareti için.

Sonra ne oldu biz büyüdük ve kirlendi dünya diye bir şarkı sözü vardı değil mi. Kirlendi evet, biz kirlettik, o kirletti, sen kirlettin, ben kirlettim. Teknoloji ilerledi dedik, tüketim toplumu dedik ve hızla kirlettik, kirletmeye de devam ediyoruz. Gün bugün, Birleşmiş Milletlerce kabul edilmiş Dünya Çevre Gününde , gelin çevreye kulak verelim, bizden ne bekliyor biraz duyarlı dinleyelim. Gelecek nesillere karşı olan görevimizi hatırlayalım ve onlara bırakacağımız mirası daha çok kirletmeyelim artık.




İş, yemek bulaşık derken saati yine epey ettik. Bu yorgunluğa bir akşam kahvesi iyi gider. Şu kızartma yağını geri dönüşüme göndermek üzere biriktirmek için kaba boşaltayım da kahve suyunu koyayım ocağa. Siz de atıklarınızı ayrıştırmayı unutmayın.

Yorumlar

Popüler Yayınlar