Değişim



Bazı mailleri ciddiye almazsınız, yoğun iş temponuzda önceliğiniz değildir başkalarının öncelikleri. Ardından o mailleri hatırlatma mailleri takip eder. Sizi kendisini ciddiye almaya zorlar, mektubun yerini alan o hızlı notlar. Zaten bir kez daha görmezden gelirseniz, telefonunuz çalacaktır artık ve siz onu iyi bilirsiniz. Kaçış yoktur artık.

Oldum olası doktor, hastane işleri benim içimi burkar ve kaçarım. Gelen mail doktordan geliyorsa,siz anlayın artık benim yaklaşımımı. İlk maile tabii ki cevap vermedim, zaten genel maildi nerdeyse. Bir çok kişi henüz yaptırmamıştı rutin sağlık kontrolünü. Arada kaynamayı umut ettim, Sonrasında ikinci mail geldi bir kaç gün sonra. Israr ediyordu, ben de Giritliyim yer miyim sessizlik iyidir. Sonra beklenen oldu telefon çaldı, doktor hanım bekliyormuş. Çare yok gideceğim, ama sabah olsun giderim diyorum bir gün daha geçiştirmek ,o an derdim.

Sabah gittim, sırada bir kişi var hem işim de çoktu. Gelirim sonra derken tam, bitsin bu iş gidersem gelmem dedim, bekledim. Neyse klasik soruların ardından, o çok sevmediğim kan verme işi vardı ya sonuçlarına bakıyor doktor. Seni hastaneye sevkediyorum deyince aydım. Haydaa, bak sen şu işe hastane kokusu dayanılmaz şimdi. İçim boşaldı bile. Şekerim yüksekmiş, ben de önemli bir şey sandım.

Oysa aynaya bakınca kendimi olandan daha zayıf gördüğüm ve kendimi farklı görmenin tesellisini yaşadığım sağlıksız bir durum vardı ortada. Bir şeyler ters gitmişti hayatımda ve o en mükemmel denilen mekanizma bozulmuştu da  sen gel bunu kabul et.  Hastaneye gittim doktor gayet sakin bir ses tonuyla bilmem kaçıncı kez koyduğu teşhisi koymuş yeni hastasını bekliyordu bile. Tip2 diyabet dedi. Bir de demez mi kilo vermen lazım da sen bu kadar çok kiloyu nasıl vereceksin ki. Amca, abi, hocam ben "Transverse Myelit" i yenmişim. Sen ne diyorsun doktor civanım. Bir çok doktorun ismini bilmek dışında pratiği bile olmadığı, sigorta şirketinin provizyonu kabul etmek için uzun süre düşünüp cevap vermekte zorlandığı hastalığı çok düşük olasılıkla halt etmiş adamım  ben. Sen de bakayım bana tip 2 diyabet ne, değerler çok yüksekmiş falan. 

Her çıktı bir girdinin sonucudur, daha meslek lisesinde okurken en sevdiğim dersin konusuydu. Bir şeyleri "1" yapabilmek için "0" ları evirmek gerekir. Sen önce bana vücudumda ne olduğu anlat, ardından bu sürecin sonunda ne olacağını, bak ben o negatifleri nasıl pozitif yapıyorum dedim. Bir çok hastalık saydı bekleyen, almıştım cevabı. Madem denge bozuldu ve eskiden her şey yolundaydı. O zaman biz elektronikçilerin iyi bildiği bir şey vardır sistemi resetlemek. ,

Uzun uzadıya rejim dersi verecek değilim, benim uzmanlık alanım da değil zaten. Gerçi uzman olanlardan birinin bana  diyet listesinde ekmek önerdiğini düşünürsek. Diyabet teşhisi konulan kişiye glisemik indeksi bu kadar yüksek ekmeği mi öneriyorsun dediğimde kekelemişti, gençliğinden anladığım yeniydi mesleğinde, gerçi eskilerin çoğu için de durum farklı değil. Oysa matematik her yerde aynıdır. Herhangi bir farklı sağlık probleminden kaynaklanan hesap karıştırıcı bir durum yoksa aldığın ile harcadığın arasındaki dengedir kilo alıp vermek. O yüzden bir harekete geçmeden önce uzman bir doktorla görüşüp, sağlık testlerini yaptırmalısınız. Zira kilo vermeyi engelleyici başka etkenler söz konusu olabilir.  Ben de yaptırdım, neyse başka sıkıntı yoktu.

Düşmanımı tanımakla başladım işe, planı yapabilmek için detaylara hakim olmalısınız. Size bir kaç diyabet yazısı yazabilirim belki ama bu yazıda girmyeceğim bir başka detay da bu. Yazmak istediğim diyabet değil çünkü, konum kilo vermek. Hani veremeyince deriz ya su içsem yarıyor diye, hani sığınırız ya millet neler yiyor kavramına. Oysa en önemli şeyi atlıyoruz vücudumuzu tanımayı. Tanırsan onun ihtiyacını bilirsin. Ben yıllardır alarm ile uyanmam ve hiç geç kalmadım, ne okula, ne askerde nöbete ne de iş hayatımda işe. Çünkü vücudumu dinlerim, uykum geldi de der, uykum bitti de der bana ve hiç yanılmaz, hiç utandırmaz beni. Ben de hiç kırmam onu, ne derse yaparım.

Karşılıklı anlaşmadır bizimki yaşam boyu, o benden ister ben veririm, ben ondan isterim o verir. Bu kez isteyen bendim. Oturduk konuştuk, yüklenmiştim bir süredir ona, şikayetçiydi. Duymadığımı söyledi, son çare olarak şeker dengemi bozarak duyurmak istemiş sesini. Duydum dedim, birlikte yapacağız resetlemeyi dedim, ikna oldu. Planımızı yaptık. Ne mi yedim, ne mi yaptım. Sorarsanız anlatırım bir ara. Zor mu oldu, yooo çok kolaydı. Sonuç mu aşağıda. soldaki before, sağdaki after türünden şimdiki durum yani.





Doktora gittim, o sevmediğim testler falan baştan tabi. Doktorun bu ifadesini nöroloğumda da görmüştüm. Ne yaptın bilmiyorum ama devam et, şeker falan hak getire, her şey yolunda artık dedi. Dikkat et demeyi umutmayarak. Sen demesen de biz anlaştık vücut sistemimle artık. Ben onu daha çok dinleyeceğim, o da dengeyi koruyacak, ta ki dönülmez son gelip kapıyı çalana kadar.

Size küçücük bir sır kahve metabolizmayı hızlandırıyor.


Yorumlar

Popüler Yayınlar