Çanakkale Geçilmez

Başarıyı çok istemek yeterli midir başarmak için. Çanakkale zaferini kutladığımız bu günde aklıma takıldı bu soru. O zaman sönükleşir mi hemen önümüzdeki yetersizlikler. Yerine parlak umutlar yeşerir mi. Geçmişimi düşünüyorum, tarıyorum geçip giden başarısızlıkları tıpkı başardıklarımı anımsadığım gibi.

Çocukken başlar savaşımız, ilk başarımız derdimizi anlatabilmektir ailemize. Çok temeldir ihtiyaçlar, karnımızı doyurmaktır ilk savaşımız. Oysa henüz aynı dili bilmiyoruzdur, bu iletişimdeki en önemli eksiğimizdir. Bununla başeder ve çözümler buluruz. Ağlamanın ton farkını keşfederiz bu esnada, hatta annemize de bu hissiyatı veririz. Bir süre sonra annemiz der ki karın acıkması ağlaması bu. İlk kişisel zaferimizi kazanmışızdır bile. Büyüdükçe savaşlarımız bitmez, kimi zaman kendimizle çoğunlukla da dış dünya ile. 

Ergenlik dönemi her gün yeni bir cephedir bizim için. Kuşanırız silahlarımızı en iyisini biz biliriz yaşamın tüm kurallarının ördüğü duvarda. Ne çok savaş kazanırız kendi dünyamızda, bu da ilk sanal savaşlarımızdır aslında, kaybedeni olmayan. Bu süreçte en çok bir şeye ait olma duygusu sarar benliğimizi. Bir takıma, bir şehre bir millete ait olmak. Kişiliğimizle birlikte oturur kimliğimiz. Bu kimliğimizle başlar yaşamın gerçek mücadeleleri. 

Hepimiz geçtik bu süreçlerden. Bugün 18 Mart milli kimliğimizin zafer günü. Yokluklardan var edilen bir başarı. Tüm kimlik başarılarında olduğu gibi bize özel, büyük bir zafer. Öyle hikayeler barındırıyor ki içerisinde bu zafer. Ne ağlamamak elde, ne de gurur duymamak. Yokluğun dibini yaşarken o nasıl bir millet kimliğidir ki her yaşta ayağa kalkmışsınız ninem, dedem. Ya sen liselim kız arkadaşının elini bırakıp nasıl sarıldın o silaha. Gel seni alnından öpeyim koca yürekli genç. Hangi düşman geçebilir senin yüreğini koyduğun yerden. Bir dilim ekmek, bir tas hoşafın bile hayal olduğu anlarda siz ki zaferi yarattınız. Minnettar kelimesinin yetersizliğinin hüznünü yaşıyorum şu an, kelime bulamıyorum duygularıma. Ben millet kimliğimle bir kez daha gurur duyuyorum bu gece.

Yağmur yağıyor, yanlış anlamayın sadece yağan su damlaları. Mermi yağmıyor bu gece , o geceden farklı. Bu gece mermi yağmuruna siper olan atamıza ağlıyor yağan yağmur, gözyaşı misali.



Kahvemi bitiremedim bu akşam, boğazımda düğümlendi hoşafın tadı. Garip..

Yorumlar

  1. Ah be Mehmet Bey benim de boğazımda bir yumru. Bugün benim kelimelerim yoktu sanki bütün kelimeler Ayşegül’ün gözyaşlarıyla döküldü
    Ruhları şad olsun

    https://tigrisdriver.blogspot.com/2019/03/ah-be-cocuk.html?m=1

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni çok etkiliyor Çanakkale Zaferi, yokluklardan var edilen.

      Sil
  2. Ne büyük dualar borçluyuz hoşaflarla hayatta kalmaya çalışıp bugünleri verebilmek adına toprağa düşen evlatlara... Ne büyük dualar, teşekkürler borçluyuz ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'e... Ne büyük şükür borcu altındayız Allah'a karşı... Çok güzel yazmışsın. Kalemine sağlık arkadaşım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK' ün manevi kişiliğinde tüm şehitlerimize şükran borçluyuz.

      Sil
  3. Çanakkale'ye iki kez gidip şehitlik gezidm. İkisinde de o maneviyatı iliklerime kadar hissettim. Allah mekanlarını cennet eylesin inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok etkileniyorum, her biribi saygı ve minnetle anıyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar