Kar
Tatlı bir telaş kapladı içini o akşam. Nasıl sabah olacaktı, düşündü bir an. Sonra çocukluğundan bir ses duydu, yatçaz kalkçaz sabah olcak. Bahar gibiydi bu ses, anne kokusu vardı buram buram uzun yıllardan yayılan. Çocukken ne zaman heyecanla beklese sabahları, annesi onu avuturdu bu sesle. Bir kış sabahıydı o çok sevdiği anasını kaybettiğinde. Çocuğunun anasıyla yaşamı birlikte paylaştıklarının onuncu seneyi devriyesiydi kendi anasını kaybettiğinde. Ağlamıştı, çok ağlamıştı. Kendini yanlız hissetmişti, ta ki o çok sevdiği yavrusu ona sarılana kadar. O an; yaşamın götürdüklerine üzülmenin yerine, getirdiklerine şükretmenin daha doğru olacağına karar vermişti. Nedense annesi aklına geldi bu akşam, bir derin of çekti, gözlerini sildi. Bir fatiha okudu anacığının ruhuna. Uzun süredir bekliyordu hiç doyamadığını. Geldiği zamanlar da hiç doyamadı ya. Kahvesinden bir yudum aldı, daldı geçmişine.
Pencereyi açıp, dışarı bakıyordu beş dakikalık aralıklarla küçük Ali. Her seferinde umutsuzca kapatıyordu. Hadi ama diyordu yalvarırcasına, okul üniformasını giyerken. Yok bugün de yok diyordu, başka şehirlerdeki arkadaşlarının şanslı olduklarını düşünerek. Okula varınca unutuyordu o beklediğini. Diğer sevdası bekliyordu okulda onu, o çok sevdiği kitapları. En çok kitabı o okuyacaktı, bir dakikada en çok kelimeyi o okuyacaktı bu kez. Öğretmenine mahçup olmamaktı, hırstı yaşadığı o yaşta, bedeninden büyük taşıyamayacağı. Elinde kitap listesiyle dolaşırdı; doğum gününde alınacak kitapların listesiydi bu, aile büyüklerine verecekti. Her birini eline alacağı yaş günü için de yatçaz kalkçaz diye sayardı. Onun geleceği söylenen günlerde, o çok sevdiği topu bile oynamaz bir an önce evlerine penceresinin yanına koşardı. Çoğu zaman da gelmezdi o özlemle beklediği. Bazen abisi onun umutsuz bekleyişine kıyamaz, Ali' yi, çok özlemle beklediğini görebileceği yere götürürdü. Oynardı, pek beceremese de sevdiceğiyle.
Bir an doğruldu Ali Bey, geçmiş canlanıp yitmişti gözünün önünden, gülümsedi. İnsan geçmişine gülümser, hiç denediniz mi. Bir de canından daha yakını aklına gelirse gülümser. O çok sinirlendiğinde oğlu gelir aklına, gülümser. Yarın gelecekmiş, hatta bu gece. Geçen gece de gelecek dediler, diye düşündü. Hatta eşi geç saatlere kadar oturmuş, gelirse uyandırayım diye. Sonra uyumuş kadıncağız yorulunca. Sabah şöyle bir uğrayıp gitti hasretle beklenen. Akşamdan atkısını, beresini hazırladı o hiç üşümeyen adam, Layıkıyla karşılamalı misafiri, diye düşündü. Pencereyi açıp kapattı, gelmemiş henüz. Umut var, bu kez gelecek o çok sevdiği İzmir' ine, o çok sevdiği "KAR"...
Güzel bir hikaye. Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilGelsin artık gerçekten güzel İzmir’imize kar ⛄️
YanıtlaSilYine çok keyifli bir yazı teşekkür ediyorum
Bu gece geliyor sanırım, dışarısı çok soğuk :)) Ben güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Sil😀 Harika bitti sonu. gece gece kafam biraz yorgun kim acaba gelecek derken kar 👍 Biz de İstanbul'da bekliyoruz, gelmedi hala 😊
YanıtlaSilGüzel yorumun için teşekkürler, eli kulağında geliyor:))
Sil20 30yıl önce yağmış galiba bi kere, şehre yani :)
YanıtlaSilEn yoğun yaşadaığım 2002 yılında idi. Bembeyaz örtüyle kaplanmıştı İzmir. Diğer yıllarda tek tük yağdı ama 2002 gibisini hayatım boyunca görmedim İzmir'de.
Sil:) çocuklar haklı sadece çocuklar mı ben bile ara ara çıkıp bakıyorum hadi yağ artık dermişcesine ben karın bir süreliğine de olsa dünyada ki tüm pislikleri kapattığını düşünüyorum eline kalvyene sağlık .
YanıtlaSilYağmadı yine :((.. Bence de bembeyaz masum kar tüm kiri örtüyor. Gökyüzü kendini temize çekiyor.
Silist a ecik yağdı
SilBiz Ankara'da öyle alışkınız ki kışın kar yağmadığında niye yağmadı hala diye düşünüyoruz :)
YanıtlaSilÇok fazla yağınca da eğlenceden eziyete döner. Biz yağma ihtimalini seviyoruz. :))
Silyağma ihtimalini seviyoruz çok güzel bir ifade olmuş.
Silihtimaller gerçeklerden daha özeldir.
SilGüzel bir hikaye olmuş, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim. Teşekkür ederim.
SilHikaye çok başarılı olmuş. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, beğendiğinize sevindim.
SilÇok güzel bir hikaye yazmışsınız yine. Yüreğinize ve emeğinize sağlık. :) Bu arada ben İstanbul'un sınırında Silivri'deyim. Tekirdağ'a yakın olmama rağmen o Balkanlardan gelen kar bizi nasıl es geçti gitti valla tebrik ediyorum kendisini :) Sadece aşırı soğuğu geldi kar yok. İzmir'e dahi yağar da buraya yağmazsa ağıtlar yazarım ben artık buna blogda okursunuz :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, çok mutlu oldum. Yakında ben gideceğim balkanlara, kar görürüm artık :)) Yok İzmir' e yağmaz, biz kuru kuru üşüyelim sadece:))
Silben bu yazıları okuduğum zaman sanırım yağmış olur
YanıtlaSilYağmadı :((
SilÇok güzel, Mühendis bey.
YanıtlaSilÇok seviyorum kısa fakat anlam yüklü bu hikayeleri. Siz de güzel yazıyorsunuz, ayrı bir keyfi oluyor.
Elinize sağlık.
Sağlıcakla...
Çok teşekkür ederim, ben de sizi keyifle takip ediyorum.
SilÇok duygulandım. Kaleminize sağlık. İzmir'den haberler alıyorum arkadaşımdan. Bugünlerde yağmazsa sanki artık yağmaz gibi. Keşke yağsa da yeniden anılarınız olsa...
YanıtlaSilSize bu hissiyatı verebilmek beni çok mutlu etti, teşekkür ederim.
SilKaleminize sağlık. Büyümüş her insanın içinde küçük bir çocuk zaman zaman kendini hatırlatır. İçimizde bizi güldüren bir çocuk olması dileği ile..
YanıtlaSilİçimizdeki çocukları hiç kaybetmeyelim. Teşekkürler..
SilBen de Antalya'ya şehrin göbeğine yağsın diye bekliyorum belki yağar :) Hikaye hüzünlüydü bu arada kaleminize sağlık
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
SilÇok teşekkür ederim, yorumunuz beni mutlu etti.
YanıtlaSilBiz İzmirlilerin nolacak bu kar hasreti.
YanıtlaSilAz da olsa arada yağan düşük yoğunluklu yağışın mutluluğu ile devam edeceğiz :)). Biz İzmirliler küçük sürprizleri severiz değil mi?
Sil