Apartman Toplantısı

Sevinciyle, daha çok da üzüntüleriyle bir yılı geride bıraktık. Geçen yıl bu zamanlarda, katılmadığım bir toplantı sonrası apartman yöneticisi olduğumu sevinerek bildirmişti birileri bana. Adamın bu kadar mutlu olacağını bilseydim sevabına olurdum yönetici. Bu apartman sakini, eşimi bile tebrik etmiş apartman yöneticisi olduğumuz için. Sanırsın dev bir holdinge hanedan olduk. Hiç unutmuyorum kadıncağız eve geldi, dışarısı buz gibi soğuk, biliyor musun yönetici olmuşsun demişti. Nihayet yüksek lisansta okuduğum yönetim derslerini takdir eden biri olduğuna mı sevineyim, yönetimi kucağımda bulduğuma mı şaşırayım. Şaşkınlık içinde yemek hazırlarken zil çaldı. Apartman görevlisi arkadaş iki kolu dolu bir sürü dosya getirdi. Sanki maliye bakanlığına bakan oldum. Eski yönetici gönderdi dedi, yenisi kim sormadan anladım zaten. Tabii ben hızlıca indim alt kata bu emrivaki durumu görüşmeye. Aldığım cevaptan sonra durumun ümitsizliğini anladım. Bana da böyle gönderdiler bu evrakları, beni de yönetici yapmışlar, torbalar gelince anladım dedi.  Bu dosyaları al, kilere koy, bir şey yapmana gerek yok, seneye sen de yollarsın dedi. İçime su serpildi, usul bu demekki. Yönetimi kucağında buluyorsun, dosyaları alıyorsun , bir yıl geçince de görevliye yüklüyorsun evrak dolu torbaları. Eski yönetici evin yayıntısından kurtulmuş anlaşılan. Apartman bina planları, eski aidat makbuzları, eski harcamalar falan. Sanırım yönetici evi aynı zamanda arşiv olarak kullanılıyor, evrak imha falan da yok. Torbalar sürekli artmış, görevli iki turda getirdi dosyaları. Bir şey değil de,  hanımla tartışacağız, nereye koyacağız bu dosyaları. aman önemli evrak dedim apartmanın geçmişi var, iyi koruyalım bunları. Hala yemek yiyemedik, yöneticiliğin ilk dakikaları sancılı başladı. Ama bu daha başlangıçtı.

Bir gün zil çaldı. Kapıda iki genç, yöneticiyi arıyoruz abi dediler. Bir an duraksadım, benim ya. Bünye alışamadı tabii, işyerlerinde talip olsam da alamadığım ünvanı kucakta buldum ya. Abi biraz gelir misin dediler. Gelir miyim oğlum, ülkede her türlü terör var. bu kadar evrağı alan apartmanın yöneticisine suikast olur mu olur. Korkuyu da belli etmeden buyrun derdiniz nedir diyebildim yavaşça. Bir yandan bakıyorum problem çıksa sesimi duyurabilir miyim diye. Alt katta köpekler havlıyor, evdelerse duyarlar beni diye düşündüm, rahatladım. Biz, sizin apartmanda oturan öğrencileriz dedi, ne güzel ayağıma geldiniz. Evde çöp kokuyormuş gençler şikayet var dedim. Abi biz evi boşalttık dedi biri. İyi çöpler gitti herhalde, ilk sorunumu çözdüm yönetici olarak. Sonra diğeri abi biz kamera görüntülerini istiyoruz dedi. Apartmanda kamera mı var, vay be. Bir yerlerde görüntüler saklanıyor olmalı, yeni bir şey öğrendim. Kameradan bile habersiz olan yöneticiden görüntü kaydı istiyorlar. Tabii ki vermem dedim belli etmeden durumu, sadece yargı ve emniyet mensuplarına verilir dedim. Abi dedi, eve kız arkadaşımı getirdim. Beni görüntüleri alıp kızın ailesine vermekle tehdit ediyorlar. Nerde olduğunu bilmiyorum derken içimden, onlara da vermem merak etme sen dedim. Çocuklar gitti.

Bu yönetici zili çok çalıyor, bunu bir senede çok iyi anladım. Bir apartman sakini geldi. Otoparkın bariyer kumandası ona verilmemiş, onu talep ediyor. O işi üst kattaki emekli yardımcım Turgay Bey takip ediyordu, neden vermemiş diye içimden geçirirken, sizin aracın plakası neydi diye sordum. Aldığım cevapla şaşkınlıktan güldüm. Bizim arabamız yok. Abla dedim yayalara bariyer yok, kumandasız geçebilirsiniz kelimeleri döküldü ağzımdan gülerken. Bir sonraki cümlesi yıktı beni. Ama geçen yıl arabamız vardı dedi. Geçen yıl bariyermiz yoktu demeye kalmadan, önümüzdeki senelerde alabiliriz yeniden dedi. İnşallah abla, o zaman kumandanız da olur dedim. Abla gitti.



Uzatmayayım olaylar olayları kovaladı, yönetimi devredeceğiz, torbaları hazırladık. Dur bakalım o kadar basit mi dedi eşim. Ev, iki gün önceden ayrıntısıyla temizlendi. Bu yardımcı kadınlar mevzusu ayrı bir yazıya konu olur, aldıkları ücret benim aldığımdan fazla. Eşime senden çok kazanıyor dedim demedim, ama işleri zor cevabı geldi. Sanki bizim işimiz kolay. Gelecek kişi sayısını bulmak için defterden eski toplantı katılımcılarına baktık. Herkesi tek tek düşündük minimum ve maksimum sayıları belirledik. Çay ve ikram için sayılar önemli tabii. Evin eksikleri falan gözden geçirildi. Toplantı maliyetini ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Kolay mı apartman yöneticisi aileyiz. Biz ve torbalar hazırız toplantıya.

İlk olarak yeni yönetici Turgay abi geldi, ben artık eski yöneticiyim bu gece itibariyle. Adamın yüzünde garip bir gülümseme, hala yırtabilir miyim düşüncesinde. Ah be abim torbalar bile anladı yeni sahibini, zor yırtarsın. Bir yandan da kabullenmeye çalışıyor. Adam torbaları görmedi daha, derdi aidat ödemeyen var mı, kiminle uğraşacağını merak ediyor. Birazdan başına gelecekleri de düşünüyor besbelli. Bir sürü insan hep bir ağızdan bir sürü talebi tartışacaklar. Ah be abi 2017 zor geçer sana. Abi sanki passiflora içmiş gibi geldi bana. Sonra bir zil, bir zil daha. tipik İzmirliler toplantıya 30 dk gecikmeli başlayabildik. Gündemin ilk maddesi mantolama, altı yıldır her ay bu işe özel para topluyoruz, ama ev alma hayaline kavuşamayan fukaralar gibi, belirlenen komik miktarla yeterli para birikmiyor bir türlü. Toplantının yıldızı Ayten abla mantolama yapacak mıyız, bence yapmayalım deyince eyvah toplantıya ateş düştü dedim. Abla ne yaptın sen çektin pimi attın bombayı ortaya. İnternette araştırmış gündüz, bizim binanın yaşındaki binalarda zorunlu değilmiş. Ablama bak toplantıya hazırlık yapmış. sanki global şirkette idari işler müdürü gibi anlatıyor abla, senin yaşında sadece facebook' a giriyorlar. Ben bile hazırlık yapmadım toplantıya. Toplantının bir saatlik mevzusu açıldı, hayırlısı..Toplantıların bilmişlerinden Emrah her toplantıda yaptığı gibi avukat bir abisini arıyordu ben çayları tazelemeye giderken. Bu kez iyice abartmış, aradığı abisi hem avukat hem müteahhitmiş. Adamdaki işkolu zenginliğine bak dedim, içimden. Bir toplantı olur da telekonferans olmaz mı. Emrah telefonunu hoparlöre aldı. Tüm apartman telekonferans yapıyoruz. İdari işler müdürü ablamız sordukça soruyor. Mantolama zorunlu mu, sıva mı olmalı, plaka mı. Ablam inşaatçı gibi sıva kalitesini bile biliyor. Bir abimiz sadece üst katlara yapalım dedi. 3. kattan Mahmut abi o ne öyle dedi, palto giymiş adam altında don yok benzetmesiyle. Toplantının ciddiyeti dağıldı bir an. Telekonferans yaptığımız çok etiketli şahsiyet de anladı bir kaç dk içinde nasıl bir manyak toplantının tam ortasına düştüğünü. Adamcağız kurtulmak için bizden, paranız varsa yapın dedi, zorunlu değilmiş. Kentsel dönüşüm de olmayacakmış bizim apartmana, planda yokmuş. Bunu da öğrendik.

Şimdi bizim apartmana göre çok sayılabilecek bir para da var, konu bu para ne olacağa döndü. Ne talepler ne talepler, talepleri karşılamak için bu kadar daha para lazım. Erhan abi çok da umutlanmadan parayı geri verelim dedi. Olur mu hiç apartmana harcayalım ortak kararından sonra aksiyonları belirledik. Turgay abi artık gülmüyor, bu parayla, bu kadar işi nasıl yapacağını düşünmeye başladı bile. O ana kadar zaman zaman uyuklayan Şükrü abi sessizliğini bozup, beni ortaya attı. Para dolarda olsaymış, on iki bin lira artmış olurmuş. Ama destek bulamadı, bu zamanda dolar alma fikrine kimse destek çıkmaya cesaret edemedi besbelli. Şükrü abi nerdeyse hepimizi terörist ilan ettirecek mazallah. Erhan abim beni korudu, ya kaybetseydi cebinden mi verecekti dedi. Ben de boş durur muyum, benim görevim paranıza para katmak değildi, paranızı korumaktı dedim. Herkes destekledi. İdari işler müdürü abla çok zeki bir kadın, paranın olduğu bankayı sordu. Bu zamanda her kurumun ismi önemli, herkes bir yerlere taraf malum. Kadın ne soracağını biliyor, herkesin, her konunun bam teline dokunuyor. Duyduğu banka ismi onu rahatlattı, iyiymiş sorun yok o zaman dedi, demesine de  ama ne olduysa ondan sonra oldu. Beklenen patlama yaşandı. Ben vadesiz hesapta dedim, demesem iyiydi.  Konu benimle ilgili değil çok şükür, çok daha önceki toplantılarda Emrah ve Şükrü abi faiz istemediklerini beyan ettikleri için, apartman gelirlerini faiz getirisinden koruyorduk, bunu her daire sahibi de biliyordu. Mahmut abi sinirlendi ben faiz istiyorum artık, bıktım hocalardan deyince ortalık fena karıştı. Neyse oy birliği yerine, karar defterine oy çokluğu yazarak çözdük sorunu. Son olarak da ben kıyak geçtim yeni yönetime, bariyer kumandası sadece araç sahiplerine verilir ibaresini yazdırdım karar defterine. Karara herkes imza attı, yeni yöneticinin eli rahatladı.  Sonuç yönetici değilim artık,  ama hesap işi bana kaldı yine, cost controller oldum. Giderken Turgay Abi montunu bile unutuyordu, passifloranın etkisi iyiden iyiye geçmişti artık.

Hem eğlendik, hem gerildik. Şimdi torbalarla veda vakti... 

Yorumlar

  1. Ancak bu kadar detaylı anlatilabilirdi yöneticilik. Biraz uzun olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok mu uzun, sıkıcı mıydı. Teşekkür ederim.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar